1848/49 Macar İhtilali ve Özgürlük Savaşı’nın 170. yıldönümü Ankara’da Macaristan Büyükelçiliğinde yapılan bir törenle kutlandı. Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Gabor Kiss’in himayesinde yapılan tören Macar Millî Marşı’nın okunması ve Layoş Koşut Caddesi’nde bulunan Kossuth Anma Plaketi’ne çelenk koyulmasıyla başladı. Büyükelçi Kiss’in günün anlam ve önemine dair Macarca yaptığı bir konuşmanın ardından bir hatıra marşı dinlendi. Çelenk ve plaka önünde çektirilen hatıra fotoğrafının ardından Büyükelçilik salonunda devam edilen törende Macar çocuklar Petöfi’nin Ulusal Türkü isimli şiirinden bir bölüm okudular. Verilen kabulün ardından program sona erdi.
Törene, Elçilik mensupları ile aileleri, Ankara’da yaşayan Macarlar, A.Ü. DTCF Hungaroloji Bölümü öğretmen ve öğrencileri, Türk-Macar Dostluk Derneği temsilcileri ve Ankaralı Macar dostları katılmışlardır.
Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Gábor Kiss’in 1848/49 Macar İhtilali Ve Özgürlük Savaşı’nın 170. Yıldönümü münasebetiyle 10 Mart 2018 tarihinde Ankara’da yapılan törende irat ettiği nutuk
“Sayın Bayanlar ve Baylar, Törene katılan değerli dostlarım!
Macaristan’ın Ankara Büyükelçiliği adına Sizleri en derin saygılarımla selamlıyorum. Bugünkü anma törenimize davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Zaman doğruladı ki, 1848/49 İhtilali ve Özgürlük Savaşı Macaristan tarihinin belirleyici olayı, milli kimliğimizin temel unsurlarından biridir. 170 yıl süren Habsburg baskısından usanan Macar Halkı, sadece sesini yükseltmekle kalmamış, kanını, hayatını feda ederek özgürlüğünü kazanma kararlılığını eylemlerle de kanıtlamıştır.
İmparatorun hâkimiyetine karşı silaha sarılan özgürlük savaşçıları – Macar Beyi II. Ferenc Râkoczi’nin yönettiği bağımsızlık savaşlarına benzer biçimde – Avusturya’ya bağımlılığı ortadan kaldırmak ve Macar Halkının egemenliğini kazanmak için mücadele ettiler. İhtilali gerçekleştirenlerin kahramanlığı, sebatı ve bu asil meseleye kendilerini adaması sonraki kuşaklara da örnek teşkil etmektedir. Avrupa’nın diğer kısımlarında Habsburg despotizmine karşı ayaklanmalar yalnızca kısa süreli olurken, Macarlar bir buçuk yıl boyunca iyi donanımlı ve eğitimli çar ordularına karşı başarıyla mücadele etmişlerdir. Yurttaşlarımız, imparatorluk ordusuna yardıma koşan ve kat ve kat ezici üstünlüğe sahip Rus imparatorluğu orduları onlara karşı toplandığında bile Macar meselesi için aslanlar gibi savaşmışlardır. Bunun için onları yâd ederek haklı olarak şunu söyleyebiliriz: Kahramanlara Saygı! Cesurlara Saygı!
Evet, 15 Mart 1848 cesaret bayramıdır. Kanla yazılmış bir buçuk yılın her hareketini, prensiplerine sarsılmaz biçimce inanmış kahramanlarımızı anmamız gereken bugündür. 15 Mart bugüne kadar Macar milli bilincini, Macar milletinin dayanışmasını sembolize etmektedir. Macaristan hükümetinin bununla bağlantılı amacı ve gayreti, Macar topluluklarının kimliğinin teyit edilmesi, sağlıklı özsaygının düzeltilmesi ve güçlendirilmesi için hem Macaristan’da hem de dünya çapında anma politikası vasıtasıyla katkı sunmaktır. Bu, Türk dostlarımızın bizimle birlikte kutladığı Türkiye’de, Ankara’da da böyledir. Malum Macar-Türk dostluğunun ötesinde bunun pek çok tarihi nedeni vardır.
Her şeyden önce Türk dostlarımız 1848/49 İhtilali ve Özgürlük Savaşının kanla boğulmasından sonra da – Avusturya ve Rus baskısına karşı koyarak – ilkler arasında yardım eli uzatmış ve de vatanlarından ayrılmak zorunda kalmış yurttaşlarımıza sığınma sağlamıştır. Hatırasını bu caddenin ve anı levhasının yaşattığı Macar Özgürlük Savaşının seçkin lider şahsiyeti Lajos Kossuth (Türkçe okunuşu: Layoş Koşut) 1850’den itibaren yaklaşık bir buçuk yılı Türkiye’de muazzam bir misafirperverlik içinde geçirmiştir. Bu nedenle bugünkü törenimizde sadece milli kahramanlarımızı değil, onları kabul etmiş olan Türk dostlarımızın hatırası önünde de başımızı eğerek saygı duruşunda bulunuyoruz.
Milletlerimizin günümüzde de birçok zorluklarla mücadele etmesi gerekmektedir. Barış, kalkınma, özgürlük, demokrasinin korunması, bizi çok sayıda iç ve dış sınamayla karşı karşıya bırakmaktadır ki, atalarımızın gösterdiği örnekler bize bunda güç vermektedir. Macaristan ve Türkiye’nin ilişkilerinin son yıllarda karşılıklı değerler, menfaatler ve güven temelinde stratejik ortaklık münasebetine dönüşmüş olmasından ve bunların her alanda gelişmesinden özel memnuniyet duyuyorum. Tüm bunlar, Macarların ve Türklerin – atalarının şanlı örneğine yakışır biçimde – önümüzde bulunan zorlukların yönetilmesinde, ortak Avrupa geleceğimizin oluşturulmasında günümüzde de sıkı biçimde işbirliği yaptığının doğrulanmasıdır.
Sevgili Macar ve Türk Dostlarım!
Yukarıdaki düşünceler ile ’48 kahramanları, milli dayanışma ruhu, Macar-Türk dostluğu önünde saygıyla eğilmemizi rica ediyorum.
Konuşmamı dinleyerek beni onurlandırdığınız için teşekkür ederim!”