Türkiye ile Macaristan arasındaki ticaret hacmi dört yılda 1,5 milyar dolardan 3,6 milyar dolara ulaşmış. Yine dört yılda Türk yatırımcıların bu ülkeye yatırımları 80 milyon eurodan 1 milyar euroya ulaşmış.
Türk yatırımından söz ederken, Türk-Macar İş Konseyi Başkanı, Polat Holding’in Başkanı Adnan Polat’ın Ege Seramik’in Avrupa lojistik merkezi olarak 30 yıl öncesi keşfettiği Macaristan’daki yatırımlarını ilk sırada saymak gerek.
Adnan Polat’ın davetiyle geldiğimiz Budapeşte’deki akşam yemeğinde masanın etrafında Polat’ın yanı sıra Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Ahmet Akif Oktay, Polat Macaristan’ın genel müdürü Murat Aysan, Macaristan İhracatı Teşvik Ajansı HEPA’nın başındaki, İstanbul eski Macaristan Konsolosu Balazs Hendrich var.
Sonradan aramıza Macaristan Dışişleri Bakanı Yardımcısı, 32 yaşındaki Magyar Levente katılıyor.
Bu arada bir parantez açayım.
Macaristan’da soyadı önce söyleniyor.
Dolayısıyla genç bakan yardımcısının adı Levente.
BUDAPEŞTE’YE GÜNDE BEŞ UÇAK
İsimlerini saydığım kişilerin hepsi konuşmalarında giderek gelişmekte olan Türkiye-Macaristan ilişkilerine değiniyor.
Dört, beş yıl önce haftada üç kez olan İstanbul-Budapeşte uçuşları bugün günde beş sefere ulaşmış.
Kuşkusuz bunun nedeni iş ve turizm hacminin artmış olması.
Büyükelçi Oktay, Türkiye’nin önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin hızlanacağı müjdesini verirken, en büyük destekçisinin Macaristan olacağını söylüyor.
Tam bu noktada eski bir dış haberci olarak ikinci bir parantez açıyorum.
2015 yılından itibaren Suriyeli mültecilere karşı ülkenin güneyinde 200 kilometrelik bir duvar çeken, mülteci karşıtı söylemleriyle bilinen popülist politikacı Victor Orban’ın Brüksel ile ilişkileri oldukça limoni.
TUNA KIYISINA 60 MİLYON EUROLUK YATIRIM
Budapeşte gezisinde, Polat Holding’in Tuna kıyısında 60 milyon euroluk bir yatırımla “Duna Pearl” adında bir projeye başladığını öğrendik.
200 daire, bir otel ve dükka^nlardan oluşan projenin inşaatına Macaristan’daki 13 Ekim yerel seçimlerinden sonra başlanacak.
Proje çevreyle uyumlu bir şekilde Macar mimarlar tarafından tasarlanmış.
İstanbul’da yapılan ilk proje Budapeşte’nin “şef mimarı” tarafından fazla Akdenizli olduğu gerekçesiyle reddedilmiş.
Ne mutlu Budapeşte’ye ki, şehrin mimari bütünlüğünü korumak isteyen bir “şef mimara” sahip.
Sanırım eski Doğu Bloku’nda yaygın olan “şef mimarlık” sayesinde Budapeşte, neo gotik, neo klasik gibi değişik üsluplara rağmen bir uyum yakalamayı başarmış.
Mimarisi yamalı bohçayı andıran İstanbul’un aksine.
Polat Holding’in yatırımlarına dönersem, Budapeşte’nin finans merkezi olarak bilinen bölgede ise 250 milyon euroluk, 7 iş hanı, 3 bin dairelik ikinci bir projeye hazırlanıyor.
Bu arada Polat bu ülkede gayrimenkul yatırımlarının yanı sıra bu ülkeye yenilenebilir enerji yatırımları da söz konusu.
Şimdi geliyoruz ziyaretin esas amacına.
Bu topraklarda 160 yıl kalan Osmanlı’nın geride bıraktığı 600’e yakın eser arasında yer alan Gül Baba Türbesi.
BEKTAŞİ DERVİŞİ GÜL BABA
Polat’ın aktardığına göre, saygın bir Bektaşi dervişi olan Gül Baba 2. Beyazıt döneminde şimdiki Galatasaray Lisesi’nin olduğu yerde bir gül bahçesinin sahibi.
Kavuğunda bahçesinden kırmızı ve sarı güller taşıyan Gül Baba iddialara göre, 2. Beyazıt’tan gül bahçesinin olduğu yere bir eğitim kurumu yapılmasını talep etmiş.
Galatasaray Lisesi tam bu noktaya yapılan eğitim kurumunun devamı.
Galatasaray renklerini de Gül Baba’nın kavuğundaki kırmızı ve sarı güllerden almış yine iddialara göre.
1541 yılında Osmanlı ordusu ile Budin’e gelen Gül Baba burada vefat etmiş.
Kanuni Sultan Süleyman, Halifeliği sırasında Gül Baba’yı şehrin koruyucusu ilan etmiş.
Gül Baba Türbesi, 1543-1548 yılları arasında 3. Budin Beylerbeyi olan Yahya Paşazade Mehmet Paşa tarafından inşa edilmiş.
Gül Baba Vakfı’nın başında olan Adnan Polat 30 yıl önce ilk kez gördüğü türbenin, 1914 yılında Macar ulusal anıt eseri ilan edilmesine rağmen kötü durumda olduğunu belirtiyor.
Demirel döneminde restorasyonu yapılan Gül Baba Türbesi ve çevresi en son Türkiye ve Macaristan’ın işbirliği ve finansmanıyla yeniden tasarlanmış ve restore edilmiş.
Yaklaşık bir yıl önce ziyarete açılan kompleks, özene bezene düzenlenmiş ve Osmanlı’nın bu topraklardaki varlığı hakkında bilgi veren küçük bir müzeye, bir kafeye, hediyelik eşya dükka^nına sahip.
Açıldığından bu yana 100 bin kişinin ziyaret ettiği Gül Baba Türbesi’ne gelen Hıristiyanlar dilekleri için mum yakıyormuş.
Aynen Efes’teki Meryem Ana Kilisesi’nin ziyaret eden Müslümanların mum yaktıkları gibi.
Gül Baba Vakfı, Macaristan’daki Osmanlı eserlerini onaracak, bu topraklardaki Macar varlığına sahip çıkacak.
Osmanlı’nın ilklerine imza atmış kişiler arasında çok sayıda Macar var.
Osmanlı’nın ilk matbaasını kuran İbrahim Müteferrika, 1874’te modern itfaiye teşkilatının kurucusu Kont Secini gibi.
Kaynak: Hürriyet – 06.10.2019